Alıntı:
Ferhat Güneyli Nickli Üyeden Alıntı
Aris can önce merhaba...
Konunun tartisilmasi iyi bir sey. Burayi ehli sünnetin de okudugunu biliyoruz. Onlarin tartisma platformlarinda Islamlik karsiti hic bir konuyu tartisamiyorlar, yalnizca ic tartismalara aciklar. O nedenle ülkemiz toplumlarinin bir bütün olarak Dogru bilgilendirilmesi bizim de sorumluluklarimizdan biri.
Tartisma ya da polemik denilince "satasma", "catisma", "yarisma" anlasiliyor; ancak tartisma ilkeler ile yapilirsa aydinlanma eylemi olur, catisma olmaz. Bu acidan önce rahat olmani isterim.
Aleviligin Sünnilikten fiilen ayrildigi tarih, Sah Imam Hüseyin'in "Artik Islamla vedalasmak gerekir, zira Islam Yezit gibi bir yöneticiye dücar olmustur." sözünü söyledigi tarihtir. Bunun sakasi yoktur, uzlasma olanagi da yoktur. Eger olsaydi yaklasik 1400 yil icinde bir yol bulunur ve uzlasilirdi. Sünni mezheplerin kabul edemedigi gerceklik budur. Bir evde dogduk belki ve kardestik ama ayrildik... Bu kadar basit... Konu yalnizca ritüllerin degisik eda edilmesiyle meydana gelmis bir ayrilik degildir; basta siyasal anlayis olmak üzere, felsefe, yasam projeleri, tarih, sanat, inanc, hukuk gibi üstyapi kurum ve kuramlarinin tamaminda temelden ayriyiz. Bunu "gelin birleselim" diye hayalci, uygulamasi zor bir yaklasimla küllemek hem olanaksizdir, hem de gereksizdir. Onun yerine taraflarin biribirlerinin varligini tanimasi, kendi sahalarinda islerine karismamalari, karsilikli saygi ve ortak yönlerde is birligi daha yararlidir.
Islam, sözcük anlamda "baris" demek. Ancak bilindigi gibi sözcük anlaminin boyutlarini cok asarak din, siyaset ve ekonomi olmustur Islam, cok degisik yelpazelerde sayisiz mezhep ve anlayislara sahiptir, "baris" olma iddiasini sürdüremeyecek denli de kanli catismalarin icinde yer almistir. Bu gün Islam denildiginde Sünnilik anlasilmaktadir -ki sizin de baska arkadaslarimizin da dile getirdiginiz gercek budur. Islamin gözüyüz iddiasi dayanaksiz ve gülünctür, "biz gözüyüz, siz de ceperisiniz" gibi bir anlam tasimaktadir. Bu da Sünniligin Islam, yani baris oldugunu dolayli yoldan söylemek demektir. O Zaman adama sormazlar mi "sen gözüysen ceperini neden ayri tutuyorsun, kolkola girsen, bagrina bassan daha iyi degil mi? diye" Simdi Islamin gözünden gelen arkadaslarin kac Ebu Suudu, Muaviye'yi, Kuyucu Murat'i, kac Yavuz'u, Kanuni'yi yahut kac Cüppeli Ahmet'i bagirlarina basabileceklerini bilmek olanaksiz; ancak bilinen sudur ki iki büyük inanc toplulugunun (Alevilik ile Sünnilik) inanc anlayislari kökten ve temelden biribirlerinden ayridir. Herkesin bu esas üzerinden hareketle biribirlerine saygi göstermesi zorunlugu vardir. Özellikle Sünni mezheplerin taraftarlari yahut baglilari tarihsel sürecte cok saldirgan bir yol izlemislerdir, bu saldirganlik bu gün bile "neden oruc tutmuyorsun" diye baska insanlari darp ederek sürebilmektedir. Bu saldirganligin nedeni ve kaynagi ne olursa olsun, saldiri ve imha yöntemleri kabullenilemez ve derhal son bulmasi toplumsal baris acisindan bir zorunluluktur. Cünkü Alevilik ne tarihte ne de bu gün "benim yaptigimi yapacaksin, benim inandigima inanacaksin" diye hic kimseye saldirmamistir.
|
Sevgili ferhat güneyli,
Bende islamın özüyüz,gözüyüz ironisine inanmıyorum neden inamıyorum?
Sosyolojik ,piskolojik ve antropolojik olarak alevi toplumsalı bu özle örtüşmüyor.
Bunları görmek için akedemi okumayada gerek yok,her alevi bunu çıplak gözüyle gözlemleyebiliyor.
Aleviliği ilamdan ayrıştırmak bugün için zor.Ama aleviliği islamın içinde tutmakta bu şartlarda zor ,islamın reformlaşmasını veya bilince doğru evrimleşmesini beklemek gerekecek ki buda asırlar demektir.
Bu konuları çok tartıştık,Buradaki uyumsuzluğu sadece sünnilik üzerinden ifade etmek subjektif bir değerlendirme olur kanatindeyim.
sünnilik hakim gelmeseydi bile arabistanda cem olmayacaktı,12 hizmet görülmeyecekti.Çünkü oradaki antropolojik yaşamda böyle bir bulgu yok.
Yıldız babanın ,
fatımi devleti,memlüklüler,dürziler,berberiler üzerine yaklaşımı belli bir nesnel
veriye ulaşmamızı sağlasada bu hatda kurulan toplumsallar şia diyebileceğimiz
kesimin etkisindedir.Öncesindeki yapıların durumu hakkında fazla bir bilgiye sahip olmasakta
David mage in Anadoluda ROMA lılar yapıtında
kapadokyaya getirilen meccuniler ve babilden,persiyadan getirilen ışığa tapan
ahlaki kuralları anatoplumuna benzeyen tarihi anlatımları mevcut.
yani demem o ki İslamın coğrafyasında yıldızbabanın tabiriyle hakk yol erenleri var ama bunlar islamla,şia lıkla,yahudilikle ,ismailikle kültürlenerek
değiştirilmişlerdir. Anadoluda direnç göstermelerinin sebebi hikmeti ise
Burada kurulan imparatorlukların tek merkez değil bir çok merkez tarafından etkilenmeleri,yöre insanlarına yer yer kullanmak için tavizler verilmeleri yani
örnek olarak verecek olursak;
battal gazi 735 yıllarda yaşamış tahminen babası hüseyin gazide 690 larda yaşamış olabilir veya yakın tarihlerde.şimdi battalın tarihsel kişiliğine baktığımız da yuyanlılar bizimdir diyor,araplar müslümandı diyor,türklerde türk diyor.
bizde serçeşme diyoruz. Bu kadar sahiplenilmesinin gerisinde ki neden içiçe geçmişlikten kaynaklanıyor.
Paganların veya hangi kesimse romalılrca zapturap altına alınmışlar yer yer direnmişler,arap saldırıları başilayınca romaya karşı ayaklanmışlar araplardan iltifat ,taltıf görünüp desteklenmişler.Bizansa geldiğimizde
kapadokya
bölgesinde yaşayan hıri,stiyanlar hala bizansa direnmekteler hatda bazı tavizlerde koparmışlardır.devletsi hristiyanlığa karşı otantik yaşam biçimini tercih ederek savaşımına devam ederken bizan tarafından zorla göç ettirilerek balkanlarada taşınmışlardır.Tabi bunların hepsi hristiyan değil,müslüman olanda,yahudi olanda,kendi animistik inancını koruyanda,başka diyarlara inanç taşında olmuşlardır.
şimdi buradaki tarihsel gelişime eksik olsada ben bu pencereden bakınca
anlaşılır olanı veya takiye zorunluluğunu,yöreye göre değişimi anlayabiliyorum.
diğer formda sormuştum;
hacı bektaş neden kapadokyaya sınırlkarına gelmiş,kadıncık anayı ziyaret etmiş.? mevlana,yunus emre neden bu coğrafi bölgeyi mesken tutmuşlar?
bu bölgelerde öyle Alevi filanda yok(onların anladığı anlamda)